Ana Sayfa Blog

14. CAITME 2022 FUARINA 70 TÜRK FİRMASI STANDLI KATILIYOR

Kerim Arslan

CAITME Fuarı Türkiye Temsilcisi Zed Expo Yönetici Ortağı Kerim Arslan “7 – 9 Eylül 2022 tarihleri arasında  organize edeceğimiz ve satışları devam eden 14. CAITME 2022 fuarımızda   şimdiden 70’e yakın Türk firması yerlerini aldı ve Türk ürünlerine olan talebin artarak devam etmesi sebebiyle, yeni alanların Türkiye katılımcıları için tahsis edilmesi gündemimizdedir” dedi.

Arslan; “Hitap etmiş olduğu coğrafya ile adından da anlaşılabileceği gibi  ‘’Uluslararası Orta Asya Tekstil Makinaları Fuarı ‘’ CAITME”  sadece düzenlenmekte olduğu  Özbekistan ülkesine değil tüm Orta Asya ülkelerini kapsayacak şekilde  coğrafi bir etkileşime sahiptir.  Fuarımız Orta Asya pazarı için   her yıl tekstil makine,  destekleyici  yan sektörlerdeki  yeni teknoloji  ve trendlerin   tanıtıldığı  ilk ve tek uluslararası organizasyon  niteliğindedir” dedi

Tekstil News:  ZED EXPO Firmasını daha  yakından tanıyabilir miyiz?

Kerim Arslan: Zed Expo  yurtdışı fuarcılıkta  edinilmiş olan tecrübeler ile alanında müşterilerine en iyi hizmet kalitesini sunmak amacıyla 2015 yılında kurulmuştur. 2019 yılı itibari ile  Zed Expo coğrafi olarak hizmet vermiş olduğu fuarlar zincirini genişleterek ve  halihazırdaki resmi partnerliklerine ek olarak ICA ve ITECA Fuarcılık Şirketi’nin  Türkiye resmi sertifikalı partneri  ve satış ofisi oldu. Zed Expo ayrıca Next  Fairs , Acco International,  Hyve Group şirketleri  ile de  firmaların teşvikli olarak  katılım gösterebileceği fuarları  Türkiye pazarına sunmaktadır. Zed  Expo Rusya , Ukrayna, Kazakistan , Azerbaycan, Özbekistan ve Katar‘da  partnerlerimiz ile  organize ettiğimiz fuarlarla beraber anahtar teslim hizmet vermektedir.

Tekstil News: ZED EXPO hangi sektör  fuarlarının  Türkiye Temsilciliğini yapmaktadır?

Kerim Arslan: Zed  Expo hizmet verdiği bölgelerde genişletmiş olduğu fuar ağı ile Tekstil Makinaları, Yapı İnşaat, Turizm, Tarım, Medikal  ve Sağlık, Güvenlik, Gıda ürünleri ve Teknolojileri, Enerji, Ambalaj Paketleme Makinaları  ve Teknolojileri, Ağaç  İşleme sektörlerinde yirmi beş fuarın resmi Türkiye temsilciliğini yapmaktadır.

Tekstil News: Tekstil Makinaları konusunda sanırım sadece CAITME Özbekistan Fuarı  var. Caitme Fuarının  ne zamandan beri  Türkiye temsilciliğini yapıyorsunuz?

Kerim Arslan: CAITME 2012 yılından beri  halihazırdaki ekibimiz ile üzerinde  yoğun bir emekle çalışmış olduğumuz bir fuarımız olmakla beraber, ZED EXPO çatısı altında oluşan yeni yapılanmamız ile  temsilciliğini 2019 yılından beri sürdürmekteyiz.  Tekstil Makinaları ve Teknolojileri alanında Orta Asya’nın  en büyük ve kapsamlı fuarı olan CAITME fuarımıza ek olarak yakın bir gelecekte çalışmalarını sürdürmekte olduğumuz yeni pazarları ve fuarları Türk   firmalarımıza sunmuş olacağız.

Tekstil News: CAITME Fuarına  Türk Tekstil Makina ve Yan Sanayi Üreticileri  hangi  yoğunluk  ürün grupları ile katılıyor?  En son düzenlenen  fuara kaç Türk firması katıldı?

Kerim Arslan: CAITME  Fuarımıza yoğunluk ile katılan firma profillerini incelemiş olduğumuzda  Tekstil Makineleri, Tekstil Aksesuarları,  Tekstil Makine Yedek Parçaları, Yazılım ve  Otomasyon ,Tekstil Kimyasalları ve Çevre Koruma ve Donatım ürün grupları altında sınıflandırabiliriz.

Aynı zamanda son dönemlerde Özbekistan’daki yoğun fabrikalaşma çalışmaları neticesinde  fabrika alt yapı ve hazırlık süreçleri için  önem arz eden  Enerji, Isıtma –Soğutma  gibi farklı firma profilleri de fuarımıza ilgi göstermektedir.  Pandemi koşulları altında organize etmiş olduğumuz bir önceki fuarımızda 40 Türk firması katılım gösterdi.

 7 – 9 Eylül 2022 yılında organize edeceğimiz ve satışları devam eden 14. CAITME 2022 fuarımızda ise,  şimdiden 70’e yakın Türk firması yerlerini aldı ve Türk ürünlerine olan talebin artarak devam etmesi sebebiyle, yeni alanların Türkiye katılımcıları için tahsis edilmesi gündemimizdedir.

Haber kaynağı:

14.sü DÜZENLENECEK OLAN CAITME 2022 FUARINA 70 TÜRK FİRMASI STANDLI KATILIYOR

“Tekstil Dünyasını Dönüştürmek” -ITMA” fuarı 8 – 14 Haziran 2023

Yaşadığımız dünya teknik tekstiller tarafından dönüştürülüyor!

Uluslararası “ITMA” fuarı 8 – 14 Haziran 2023 tarihleri ​​arasında Milano’da gerçekleşecek. Bu prestijli etkinlik, dünyanın dört bir yanından tekstil ve konfeksiyon makinelerindeki en son gelişmeleri sergilemek için bir platform görevi görüyor. Bu yılki fuarın ana teması “Tekstil Dünyasını Dönüştürmek”.

Fuar boyunca, tartışma akıllı fabrika çözümleri etrafında dönecek. 41 farklı ülkeden 1550’nin üzerinde katılımcıyı ağırlanacak. Ernesto Maurer, bu merkezi fikri destekleyen dört önemli temaya vurgu yapıyor: “otomasyon ve dijital gelecek”, “gelişmiş malzemeler”, “sürdürülebilirlik ve döngüsellik” ve “yenilikçi teknolojiler.” Maurer, ITMA 2023’ün, katılımcıların otomasyon ve sürdürülebilirlik alanındaki en son gelişmelerini açıklamaları için bir platform görevi göreceğini vurguluyor. Katılımcılar, tekstil ve hazır giyim üreticilerinin rekabet gücünü artırmayı amaçlayan çok çeşitli akıllı fabrika çözümlerini ve dijital araçları keşfetme şansı bulacak.

Altmış yılı aşkın bir süredir ITMA, endüstri için en önde gelen platform olarak durmaktadır. ITMA 2023’te kompozit endüstrisinin yakınlaşması, en son teknolojilerin sergilenmesi, işbirlikçi ortaklıklar, canlı makine gösterileri ve inovasyon forumları, tüm ekosistemi birleştirecek.

TEKSTİL KİRLİLİĞİNDEN HANGİ SU KAYNAKLARI ETKİLENİR?

  1. Nehirler ve Akarsular: Tekstil imalatındaki boyama ve terbiye işlemleri genellikle büyük miktarlarda su gerektirir. Bu su tipik olarak sentetik boyalar, yüzey aktif maddeler ve ağır metaller dahil olmak üzere çeşitli kimyasallar içeren atık su olarak deşarj edilir. Bu atık su uygun şekilde arıtılmazsa, yakındaki nehirlerin ve derelerin kirlenmesine neden olabilir. Bu, sudaki yaşama zarar verebilir ve bu su kaynaklarına güvenen insanların sağlığını etkileyebilir.

Göller, Kıyı Bölgeleri ve Okyanuslar: Nehirler ve akarsulara ek olarak, tekstil kirliliği tatlı su göllerini ve göletleri de etkileyebilir. Tekstil atık suları bu su kütlelerine boşaltılırsa, oksijen seviyelerini azaltabilen ve su yaşamına zarar verebilecek alg patlamalarına, kimyasallar ve ağır metallerle kirlenmelere yol açabilir. Daha sonra bu su yolları kirliliği okyanuslara ve göllere taşır. Atık sudaki kimyasallar, ekosistemin sağlığı üzerinde uzun vadeli etkileri olabilecek tortuda da birikebilir. Tekstil kirliliği ayrıca kıyı bölgelerini de etkileyebilir. Sentetik kumaşlar, deniz yaşamı tarafından yutulabilen ve sağlıklarına zarar verebilen mikroplastiklere dönüşebilir. Ek olarak, tekstil atıkları ve kimyasallar, deniz ekosistemlerinin sağlığını etkileyerek yüzey akışı ve kanalizasyon deşarjı yoluyla okyanusa girebilir.

Yeraltı suyu: Yeraltı suyu birçok topluluk için önemli bir içme suyu kaynağıdır, ancak tekstil kirliliğinden de etkilenebilir. Tekstil atıklarının ve kimyasalların uygun olmayan şekilde bertaraf edilmesi, yeraltı sularının kirlenmesine neden olabilir. Yeraltı suyunun yenilenmesi ve kirleticilerin doğal olarak filtrelenmesi uzun yıllar alabileceğinden, bunun uzun vadeli çevresel ve sağlık etkileri olabilir.

Sulak Alanlar: Sulak alanlar, birçok bitki ve hayvan türü için yaşam alanı sağlayan önemli ekosistemlerdir. Bununla birlikte, tekstil kirliliği sağlıklarını ve gelişme yeteneklerini olumsuz etkileyebilir. Tekstil atıkları ve kimyasallar sulak alanlara girerse orada yaşayan bitki ve hayvanlara zarar verebilir ve ekosistemin hassas dengesini bozabilir.

Yağmur suyu: Mikroplastikler, sentetik giysilerden dökülen küçük liflerdir. O kadar küçük ve hafifler ki buharlaşan su ile yukarı doğru taşınırlar. Sonra yağmur veya karla tekrar yere düşerler. Bu, mikroplastiklerin çok uzun mesafeler kat edebildiği anlamına gelir. İnsanların yaşamadığı yerlerde bile bulunurlar.

Genel olarak, tekstil kirliliğinin su kaynakları üzerinde önemli etkileri olabilir ve çevre üzerindeki etkisini azaltmak için adımlar atmak önemlidir. Bu, daha iyi atık su arıtma proseslerinin uygulanmasını, tekstil üretiminde su tüketiminin azaltılmasını ve daha sürdürülebilir tekstil üretim uygulamalarının yapılması olabilir.

 

 

23 Ev Tekstili Piyasasında Neler Bekleniyor? (Rahat ve Eğlenceli Düşünün)

Her yıl giyim tarzları değiştiği gibi, ev modasında da trendler değişmektedir. Ev tekstilleri de bundan istisna değildir. Renkler, dokular, lifler ve kumaş gelişimi, ev tekstilleri alanındaki gelişimde önemli roller oynar. Bu, döşeme, yatak takımları, banyo ürünleri ve pencere kaplamaları gibi ev tekstili ürünlerini kapsar.

ReportLinker analizine göre, küresel ev tekstili pazarının 2028 yılında 165,7 milyar dolar seviyesine ulaşması tahmin edilmektedir. Ve bazı ana trendler, üreticilerin bu tahmini yakalamalarına yardımcı olacaktır.

Medya tarafından çevre konularına yönelik yapılan haberler ve mevcut yaşam maliyeti etkisiyle, tüketiciler düşük değerli, hızlı moda ürünleri yerine uzun ömürlü ve yüksek kaliteli ev tekstili ürünleri satın alma eğilimindedir.

McAlister Textiles

“Ajoy Sarkar, Moda Enstitüsü’ndeki (FIT) tekstil geliştirme ve pazarlama profesörü ve yardımcı başkanı, Lifestyle Monitor™ ile yaptığı röportajda, renk, doku ve kumaş trendlerini kapsayan iki kelime – sürdürülebilirlik ve döngüsellik,” diyor.

Sarkar, renklerin doğadan esinlendiğini ve “ortak mirasımıza dönüş yaptığını” belirtiyor. Doğal olarak boyanmış tekstil ürünleri veya sentetik boyalarla boyanmış olsalar da, insanları anavatanları olan Dünya’yı hatırlatıyor. Ev tekstilleri, turkuaz, narenciye, mercan, gül (macenta), yanmış turuncu, karamel, yosun ve meşe gibi sakinleştirici, nötr renk paletlerini içerecektir.

“Sürdürülebilir boyalar, yenilebilir olmayan tarım atıklarından sentezlenen biyosentetik boyaları veya önceden ve sonrasında tüketici tekstil atıklarını geri dönüştürerek renklere dönüştürmeye başladı,” diyor Sarkar. “Ayrıca, Z kuşağı tüketicilere hitap etmek için doğa, metaverse’de sunulmalı – dijital olarak çoğaltılabilir kalitede sıcak renkler.”

Doku konusunda ise Sarkar, renklerle uyumlu olacağını belirtiyor – “rustik, rahat katmanlar oluşturarak derinlik, sakinlik ve ilgi ekleyen seersucker, oval, daire ve petek gibi geometrik şekiller.”

Tüketiciler ev eşyaları alımlarını artırdıkça doğru karışımı yakalamak önemlidir. Cotton Incorporated tarafından yapılan 2023 Ev Tekstilleri Anketi’ne göre, tüm ABD tüketicilerinin yarısı son üç ay içinde ev tekstilleri satın almıştır ve tüketicilerin üçte ikisi son altı ay içinde bu tür alımlar yapmıştır.

Araştırmalar, tüketicilerin ev tekstili satın alırken farklı nedenlere sahip olduklarını göstermektedir. Örneğin, banyo havlusu satın alanların %44’ü eski havlularını değiştirdiklerini, %26’sı yükseltme yaptıklarını ve %24’ü sadece istediklerini belirtmiştir, Ev Tekstilleri Anketi’ne göre. Tüketiciler ayrıca çoğunlukla çarşaf ve yatak takımı ( %26) satın almıştır. Ancak battaniye konusunda, çoğu (%25) sadece istedikleri için satın almıştır. Diğer %19 ise eski battaniyelerini değiştirmek istemiş, %18 yeni renk, desen, baskı veya tarz için satın almıştır.

Tüketiciler yeni ev tekstilleri satın almaya karar verdiğinde, çoğunluk (%60) lif içeriğini bilmelerinin çok önemli olduğunu belirtmektedir, Ev Tekstilleri Anketi’ne göre. Dahası, %70’i ” %100 pamuk” gibi pazarlama terimlerine sahip tekstilleri aramaktadır. Alışveriş yapanlar, havlu (%78) ve çarşaf (%79) gibi ürünlerin lif içeriğini bilmek isteme nedenlerinin en başında kaliteyi belirtmektedir.

Sarkar, doğal ve sürdürülebilir kumaşların şu anda son derece önemli olduğunu belirtmektedir. Geri dönüştürülmüş veya yeniden kullanılmış olarak sertifikalı kumaşlar, örneğin GOTS (Global Organik Tekstil Standardı) ve BCI (Daha İyi Pamuk Girişimi) sertifikalı pamuk, ham ipek, yün, keten ve kenevir gibi lifler, en popüler trendler arasındadır.

Bu yönde, J. Crew, en son sınırlı sayıda ev tasarımları koleksiyonunu tanıttı, bu koleksiyon pamuk Liberty kumaşlarından yapılmıştır. Özel kapsülde, ikonik İngiliz baskı evi Liberty’nin tasarımları yer almaktadır. Ürünlerin birçoğu, Liberty’nin 1875’ten beri ünlü olduğu çiçek motiflerini içermektedir. J.Crew, koleksiyonunun, “pamuk topluluklarının hayatta kalmasına ve iyileşmesine yardımcı olmak, aynı zamanda çevreyi korumak” amacına yatırım yaptığını belirtmektedir.

İngiltere merkezli McAlister Textiles, 2023 yılında sürdürülebilirliğin önemli bir trend olacağını belirtmektedir.

McAlister, 2023 iç mimari trendler blogunda şunları belirtti: “Bu trend, daha az tasarım odaklı ve daha çok satın alma davranışlarımıza odaklanıyor. Çevresel konuların medya tarafından daha fazla gündeme getirilmesi ve yaşam maliyetinin artması nedeniyle tüketiciler, dayanıklılığı düşünüyor ve düşük değerli, hızlı moda ürünleri yerine daha yüksek kaliteli ev tekstili satın almayı tercih ediyor.”

Tüketiciler yalnızca kaliteyi tanımakla kalmıyor, aynı zamanda evlerinde daha yüksek kaliteli çarşaf gibi ürünler için biraz daha fazla para ödemeye istekli oluyorlar. Ev Tekstilleri Anketi’ne göre, büyük bir çoğunluk (%87), kaliteli çarşaf ve yatak takımlarının daha iyi uyuma yardımcı olabileceğini belirtiyor. Bu oran, 35-64 yaş aralığındakiler arasında %91’e kadar yükseliyor. Ayrıca, tüketicilerin %71’i ev tekstillerinin çevre dostu olmasını istediklerini belirtiyor.

Sürdürülebilirlik, Cotton Incorporated’in FABRICAST™ kumaş koleksiyonunun öncelikli konusu. Örneğin, sentetik poların alternatifleri olarak pamuk ve yün karışımları kullanılmaktadır. Saf pamuk ve geri dönüştürülmüş denim, yumuşak tonlarda heathered şambray üretmek için bir araya getirilir. Ve ev tekstil pazarı için özel parlaklık ve zengin dokulara sahip örme ve dokuma kumaşlarda jakar desenler bulunmaktadır.

Sürdürülebilirliğe ilişkin başka bir yaklaşım, eski moda bir kaliteye sahiptir. WGSN, tüketicilerin hem eski hem de yeni mobilyalarını “kazaklar” ile kaplayarak parçalarını yenileme, güncelleme, özelleştirme ve koruma trendini görüyor. Modern kılıflar olarak adlandırabiliriz bunları.

WGSN iç mimari trend raporuna göre, “Tüketiciler, tekstil ve örgüleri kullanarak eski ve yeni mobilyaları kaplayarak iç mekânlara renk ve dokunsallık getirerek, sevdikleri ürünlerin ömrünü minimal maliyetlerle artırabilirler,” diyor.

FABRICAST™ koleksiyonu aynı zamanda dayanıklılığı artıran TOUGH COTTON™ teknolojisi ve su direnci sağlayan STORM COTTON™ teknolojisi gibi performans teknolojilerini içeren kumaşlar da içermektedir.

FIT’ten Sarkar, performans teknolojilerinin ev tekstili alanında daha da önemli hale geldiğini söylüyor.

“Suya iticilik, leke direnci ve haşere direnci gibi önemli özelliklere ek olarak, UV ve solma direnci, koku kontrolü, anti-alerji ve antimikrobiyal direnç (pandemiden sonraki dönemde) ivme kazanmıştır,” diyor Sarkar.

Atatürk’ün bornozunun yenileme çalışması tamamlandı

Ntv Haberin, son haberine göre :

  İstanbul Deniz Müzesi’nde sergilenmekte olan Ata bornozunun yenileme ve reprodüksiyonu Pamukkale Üniversitesi öğretim üyesi Doç. Dr. Şöhret Aktepe Dal ve ekibi tarafından yaklaşık bir yıl süren çalışmalar sonucu tamamlandı.

Pamukkale Üniversitesi Mimarlık ve Tasarım Fakültesi öğretim üyesi Tekstil ve Moda Tasarımı Bölüm Başkanı Doç. Dr. Şöhret Aktepe Dal, “Deniz Kuvvetleri Komutanlığı Deniz Müzesi ziyaretimizde Atatürk’ün bornozu Ertuğrul Yatı’na ait Atatürk’ün kaldığı kamarada sergileniyordu. Müzenin müdürü ile Atatürk’ün bornozunu yenileme talebimiz ile ilgili görüştük. Deniz Kuvvetleri Komutanlığı ile yapılan yazışmalar sonucunda Deniz Müzesi’nden izinlerimizi aldık. Yenileme çalışmaları bir yıl kadar sürdü. Bu süre içerisinde Sayın Rektörümüz Prof. Dr. Ahmet Kutluhan’ın teşviki ile İstanbul’da Deniz Müzesi’nde gerekli incelemeleri yaptıktan sonra ölçüleri aldık. Sonrasında pantoneden renk varyantı tespit edildi” dedi.

“Renkler, üç iplik dokuması, dikiş teknikleri ve ölçüleri ile birebir orijinaline sadık kalarak hazırlandı” diyen Dal, “Kumaş analizini uzman bir ekiple, boyaları karıştırma işlemini ise ayrı uzman bir ekiple yaptık. Atamıza bornozun İngiltere’den hediye edildiğini düşünüyoruz. Çünkü bornoz hem renkleri itibariyle hem de İngiltere’nin Manchester şehrinde o dönem dokunan teknik özellikteki havlular ile birebir bağdaşıyor. Üzerinde kullanılan renkler varyantları ile beraber İngiltere Kraliyet Ailesi’nin asilzade renkleri olarak tabir edilen renk skalasındaki renkler olduğu için bornozun Atatürk’e İngiltere’den hediye edildiği düşünülüyor” diye konuştu.

“Pamukkale Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ahmet Kutluhan ise, “Burada asıl amacımız, Mustafa Kemal Atatürk’ün kurucusu olduğu Cumhuriyetimize sahip çıktığımız gibi Ata’mızın giydiği bu bornoza sahip çıkmaktır. Çünkü kendisi Türkiye Cumhuriyeti’ni gençliğe emanet etmiştir. Ben de şu anda Pamukkale Üniversitesi’nin Rektörü olarak 45 bin öğrenciyi temsil ediyorum. Gururla söyleyebilirim ki, Pamukkale Üniversitesi öğrencileri Cumhuriyete sahip çıktıkları gibi Ata’mızın bizzat giymiş olduğu giysilere de sahip çıkacaktır” dedi.

Kutluhan, bornozun Deniz Kuvvetleri Komutanlığı Deniz Müzesi’ne yeniden teslim edileceğini ve müzede sergileneceğini belirtti.

Pamukkale Üniversitesi katkıları ile yapılan bu çalışmalar sayesinde Denizli ilinin tekstilde özellikle havlu ve bornoz üretiminde önemli bir yere sahip olduğu tekrar kanıtlanmıştır.

Kaynaklar

www.ntv.com.tr

 

 

Tekstilde Kullanılan Kimyasallar Ve Yenilikçi Boyama Yöntemleri

1 ) Merhabalar Ekrem Bey, öncelikle sizi tanıyabilir miyiz ?


Kimya Mühendisiyim. Yaklaşık 37 yıldır tekstil sektöründeyim. 17 yıl Yeşim Tekstil’de çalıştım.

2 ) Tekstilde en çok kimyasal hangi işlemlerde kullanılır ve hangi kimyasal madde türleri çok kullanılmaktadır.

Tekstilde boya ve ön terbiye işlemlerinde çok sayıda kimyasal kullanılır. Pamuklu’da: Asetik asit-Kostik-peroksit-Islatıcı-iyon tutucu-boya-oda-tuz-enzim-sabun–yumuşatıcı;

Polyester’de: Asit-boya-keriyer-redüktanlar-yumuşatıcı

Baskıda: Boya-kıvamlaştırıcılar-Aljinat-üre-Ludigol

Baskı sonrası:yıkama maddeleri ve yumuşatıcılar.

3 ) Kimyasal maddeler doğa ve canlı sağlığı için tehdit oluşturmaktadır. Kimyasal maddelerin bu zararlı etkilerinden doğayı ve kendimizi korumak için ne yapmalıyız.

Çıplak elle temas etmemeli, kullanım spektleri ve malzeme güvenlik formları iyi okunmalı,uyarılara dikkat edilmelidir.

4 ) Ülkemizde tekstil sektörü doğayı ve insan sağlığını korumak için ne gibi tedbirler alıyor?

Arıtması olan tesis sayısı fazla değil. Çoğu tesisi atıklarını doğaya bırakıyor.

5) Son zamanlarda su azalma tehlikesi ile karşı karşıyayız.Tekstilde su tüketimini en aza indirmemiz mümkün müdür ? Su tüketimini en az oranda tutarak tekstil malzemelerine kimyasal işlem yapılabilir mi?

Mümkündür. Boyamayı kısaltıcı kimyasallar kullanarak boyama süresi azaltılmalı, daha düşük boya flottesi ile çalışan makineler seçilmeli. Susuz boyamaya geçilmelidir.

6 ) Tekstil  su tüketiminde başta gelen sektördür.Susuz boyama teknikleri üzerinde çalışmalar başlamıştır.Nedir bu susuz boyama?

Yüksek basınçlı makinelerde sulandırmış boyanın kumaşa nüfuz etmesidir.

Hiç Su Kullanmadan Kriyojenik Gaz Olan CO2 İle Kumaş Boyama Yöntemidir.

Sentetik ve polyester kumaşların boyama teknolojilerinde susuz boyama teknolojileri kullanılmaya başlanmıştır.

Yüksek sıcaklık ve basınç altında çalışma zorunluluğundan kaynaklı olarak, cihaz ve altyapı maliyetleri başlangıçta yüksek olmasına rağmen gelecekte iklim değişikliğine bağlı olarak yaşanacak kuraklık, yüzey ve yeraltı sularının kirlenmesi sebebiyle suyun temini, kullanımında yaşanacak sıkıntılar ve kısıtlamalar sektörü etkileyecektir. Yatırım maliyeti yüksek olsa bile aşağıda yazılı avantajlar ile tercih edilebilir yöntem olacaktır.

– Su tüketimi en az %75 azalıyor. Tamamen de su kullanılmayabiliyor. Bununla birlikte atık su yükü de kullanım oranında azalıyor ya da kalkıyor. Yıkama ve diğer işlemler olmayacaktır.

– Kurutma işlemi yok. Buradan kaynaklanacak atıklar yok. Enerji kullanımı bu sebeple azalacak. Yeni yatırım ise makine alınmayacağı içinde yatırım maliyeti azalacaktır.

– Boyama işlemi maliyetlerinde azalma olacak, yardımcı kimyasalların bir kısmı kullanılmayacağı için kimyasallarda %50 ye varan azalma olacak, saf boyama yapılacağı için geri kazanım imkânı olacak.

– Boyama işlem süresi yarı zamana inecek hem enerji hem de zaman tasarrufu olacak.

– Hava emisyonlarında azalma olacak.

İki yöntem var:

1-Havayla boyama:

Boyama sıvısı önce atomize edilir, daha sonra yüksek basınçlı hava akımı ile karıştırılır ve son olarak bir hava akımı boyama makinesinde boyanacak kumaşın üzerine püskürtülür. Genellikle az miktarda su kullanılır, çünkü su sadece boyama çözeltisi için bir çözücü görevi görür ve boya kimyasalları kumaşla doğrudan temas eder. Hava akışlı boyama makineleri, Over-flow boyama makinelerine göre yüksek verimlilik, enerji tasarrufu ve çevre koruma avantajları sağlar.

Kumaş, aerodinamik sistemin temel prensibi olan bir üfleyici tarafından üretilen hava-buhar karışımından geçer. Bu, bir hidrolik boyama makinesinden farklı olarak, kumaş taşımanın bir boya banyosu veya sulu bir ortam gerektirmediği anlamına gelir. Başka bir deyişle, kumaş transferi çözelti kullanılmadan mümkündür. Beslemeden operasyonun tamamlanmasına kadar, ayrıca drenaj ve doldurma işlemleri sırasında malzeme sürekli hareket halindedir

2-Süperkritik akışkan boyama:

Bu tip susuz boyama işleminde süperkritik karbondioksit kullanılır. Karbondioksit 31°C’nin üzerine ısıtıldığında ve 74 barın üzerine sıkıştırıldığında, süper kritik hale gelir, maddenin genleşmiş bir sıvıya veya yoğun şekilde sıkıştırılmış bir gaza benzeyen bir halidir. Yani kritik noktanın üzerinde karbondioksit hem sıvı hem de gaz niteliğine sahiptir.

Bu şekilde süperkritik CO2 hidrofobik boyaların çözülmesi için faydalı olan sıvı benzeri yoğunlukların yanı sıra, sudan daha hızlı boyama süreleriyle sonuçlanabilen gaz benzeri düşük viskoziteler ve difüzyon niteliklerine sahiptir.

İşlemin sonunda CO2 gaz halinde dışarı atıldığı için kurutma gerekli değildir. Çıkarılan materyaller bir ayırıcıda çökeltildiğinde CO2 , %90’a kadar kolayca geri dönüştürülebilir.

Bu konuda Tekstil Mühendisi Zübeyde Şahin’in Linkedinde yayınlanan makalesini okumanızı öneririm.

7) Susuz boyama yöntemi ile boyanan tekstil malzemesi ve klasik yöntemle boyanan tekstil malzemesi arasında ne gibi fark olmaktadır. ( Boyanma süresi,boyanma şekli,boyanın malzeme üzerinde kalma ömrü vb.)

Şu an sadece polyester kumaşlar ve iplikler boyanmaktadır.

8 )  Susuz boyama yöntemleri ülkemizde yaygın olarak kullanılıyor mu?

Henüz yayılmadı.

9)  Susuz boyama  gibi susuz kimyasal işlemler yapılabilir mi?

Ne gibi?

10 ) Nanoteknoloji ve ar-ge olarak boyahanelerde neler yapılıyor?

Nano uygulamalar farklı. Bazıları boya makinesinde, çoğu fularda (Ramözde) bazıları baskı uygulamasında yapılmaktadır. Ar-ge kavramı çok geniş bir alanı kapsıyor. Nano uygulamalar da ar-ge içinde değerlendirilebilir.

11 ) Geri dönüşümden elde edilen tekstil malzemelerinin boyama prosedürleri nelerdir? Klasik boyama ile arasında ne gibi farklılıklar bulunur?

Geri dönüşümden 10-12-16-20 numaralı iplikler elde ediliyor.Kalın gömleklik gibi ürünler elde ediliyor. Boyamada özel bir proses istemiyor.

12 ) Ülkemizde tekstil sektörünün geleceği nedir ve Türkiye  tekstil sektörünü gelecekte neler bekliyor?

Dünyadaki değişim Türk tekstilini öne çıkarmaktadır. Üretilen ürünleri daha pahalıya satacak bir pazarlama sistemi kurulmalı ve pahalı ürün alan müşteri kitlesine yönelinmeli.

13 ) Merserizede kullanılan asitler ve türleri nelerdir?

Merserizede kostik kullanılar. Merserize daha ziyade pamuklu kumaşlara uygulanır. Seyrek olarak keten ve kenevire uygulanır.

Polyester kumaşlara da kostikleme işlemi yapılarak polyester kumaşlar inceltme işlemine tabi tutulur.

Yazımızda bize destek veren Ekrem Hayri Peker’e teşekkürlerimizi sunarım.Ekrem beyin kurmuş olduğu sitesinede göz atmanızı öneririm.

www.teksarge.com

Yardımlarından dolayı Tekstil Mühendisliği öğrencisi Burak Kızılsert’e teşekkür ederim.

3D Spacer Kumas Yapıları

3D Kumaşlar Spacer kumaşlar, iki dış kumaş katmanının bir hav ipliği katmanıyla birbirine bağlandığı bir tür üçüncü boyut sergileyen teknik tekstil ürünüdür. Kullanım yerlerine ve istenen özelliklere göre dokuma veya örme yöntemleri ile üretilebilmektedir. Liflerin 3 boyutlu konumu, farklı malzemelerin kullanılabilmesi ve tek adımda üretim gibi farklı imkânlar sunmakta ve spacer kumaşların farklı uygulama alanlarında kullanılmasını sağlamaktadır.

Konveksiyonel tekstil malzemelerinden farklı olmakla birlikte, gerildiğinde yanal olarak genişleyebilmekte ve sıkıştırıldııklarında yanal olarak büzülebilmektedirler. Bu geleneksel olmayan davranışları sebebiyle iki özellikle ön plana çıkmaktadırlar: Biri, gerildiğinde kumaş havasının artmasına neden olan yapının açılması, ve eğilme altında senklastik eğriliğin oluşması insan vücuduna olan uyumunu kolaylaştırmaktadır. Kumaş üretiminde dokuma, atkılı ve çözgülü örme teknolojisi yöntemleri ile diyagonal örme, dikişli montajlar ve kombine tescilli teknolojileri gibi çeşitli teknikler kullanılabilmektedir. Diyagonal örme yöntemiyle elde edilen üç boyutlu kumaşlar; medikal, uzay, ulaşım gibi birçok farklı alanda, dokuma ile üretilenler daha stabil bir yapıya sahip olduğundan; savunma, havacılık, medikal gibi birçok farklı sanayi dalında, çözgülü örme ile üretilen 3D yapılar spor, tıp, koruma vb. gibi çeşitli alanlarda potansiyel uygulama alanlarında kullanılmaktadır.

Dokuma Makineleri Dünü Bugünü Yarını

Dokuma Nedir ?

Dokuma, belli kurallara göre iki iplik sisteminin dik açı yaparak çaprazlamasından oluşan bir tekstil işlemidir. Meydana gelen iplik çaprazlamasına bağlama veya örgü (doku) adı verilir. Dokumayı oluşturan uzunlamasına ipliklere çözgü, yatay ipliklere da atkı denir.

Dokumada çözgü iplikleri birbirine paralel olarak belli bir sayıda ve yan yana bulunurlar. Bu iki iplik grubundan çözgüler aktif iplik sistemi, atkılar ise pasif iplik sistemi olarak adlandırılabilir. Dokuma işleminde kumaşın örgü şekli çözgülerin hareket ettirilmesine bağlıdır. Bu yüzden sadece çözgülerin farklı hareketleri ile farklı örgü tipleri elde edilebilir.

Dokumacılığın Gelişimi

Dokumacılık belki de insanlık tarihi kadar eskidir. Tarihi bulgular ilk dokunmuş kumaşın M.Ö. 6000’ de Mısırlılar tarafından yapıldığını göstermektedir. Giysiler sosyal statü, bölgesel yaşam koşulları ve çeşitli sosyolojik akımların farklılaşan etkileri altında, değişik tarzlarda gelişim göstermiştir.

Günümüzde geliştirilen akıllı kumaşlar, çevre etkilerini yanıtlama ve mikro çiplerle iletişimi sağlama gibi çok özel fonksiyonları yerine getirmek üzere kullanılmaya başlanmışlardır. Dokuma işlemi el tezgâhları ve dokuma makineleri ile yapılmaktadır. 

El Tezgâhları

12.yüzyılda İngiltere’de tezgahların standart bir tasarıma sahip olarak kullanıldıkları ve tamamen ağaçtan yapıldıkları bilinmektedir. Bu tipteki tasarımlarda, dokuma levendi arkaya, kumaş levendi ise öne takılmakta ve çözgüler yatay düzlemde gerdirilmekteydi. Gücü çerçeveleri, üstten bir makaraya dolanan bir kablo ile birbirlerine bağlanmışken, alttan dokumacının ayakla çalıştırdığı pedallarla bağlantılı idi. Mekik doğrudan elle fırlatılmaktaydı; vuruş kolları yoktu. Tarak, atılan atkıyı kumaşa yerleştirmek üzere, şasiye yukardan salınım yapabilecek şekilde mafsallanmıştı.

Dokuma Makineleri Tarihi

Dokuma makineleri kullanımı çok eski yıllara dayanmaktadır ve makineler gelişerek günümüze kadar gelmiştir. Dokumacılık ilk çağlardan beri yapılmaktadır. M.Ö 2000 yıllarına ve öncesine dayanmaktadır.

  Yeni kullanılmaya başlanan dokuma makineleri ile bütün sınırlandırmalar ve engeller kalkacak eve iş alma yerini seri üretime dayalı modern sanayi alacaktı. İlk dokuma makineleri İngiltere gibi bir tarım ülkesini hızla sanayi ülkesi yapıverdi. Köydeki yaşayan insanlar şehirlere göç etmeye başladı. Fabrikalar güvenli gündelik yaşam ve yeni yaşam koşulları sağlıyordu. O dönemde dokuma işleri el tezgâhları ve çıkrıklarla sağlanıyordu. Üretilen kumaşların pahalı olmasına rağmen insanların kazançları azdı. Dokuma makinesinin icadı sanayileşmeyi getirdiği için insanlar az da olsa fazla kazanç elde etmeye başlayabilirlerdi.

  • 1606 yılında C. Dangon (Fransa) birtakım makara hareketleri ile mekiklerin otomatik çalışmasını ilk kez sağlamıştı.
  • 1725 yılında Basile Bouchon, Dangon’un buluşunu geliştirerek geniş desenli dokumalar elde edilmesini sağladı. Bouchon çözgüleri seçmek için bir delikli karton yardımıyla çalışan ilk otomatik ağızlık açma cihazı bulundu.

Ağızlık açma sistemlerinin gelişimi jacquard’ın kendi ismiyle anılan jakar makinesini icat etti.

  • 1728 yılında Jean- Babtiste Falcon, dekoratif desenler elde eden gelişmeyi sağlamıştır.
  • 1733 yılında Lancashireli saatçi John Kay, uçan mekik de denilen çabuk mekiklerle adını tarihe yazdırdı. Dokuma tezgahının sağ ve soluna yerleştirdiği savak kutularındaki mekikler, elle çalıştırılan mekiklerin yerini alıyordu. Mekikler mekanik olarak bir o yana bir bu yana giderek çalışıyordu ve el gücünden daha hızlıydı. Bu aygıt sayesinde daha hızlı iş çıkarılmakla kalınmıyor, eskiden dokunan kumaşın bir katı daha genişlikte kumaş dokunuyordu.
  • 1764 yılında dokumacılıkta ilk iplik eğirme makinesi.
  • Dokuma tezgâhları 1785 yılında mekanik hale gelmeye başladı.1785 yılında İngiliz mucit Edmund Cartwright tarafından gerçekleşmiştir. Zamanla tasarımını geliştiren Cartwright dokuma makinesi sayılabilecek sistemi imal etti.
  • 1769 yılında İngiliz Richard Arkwright Vargel tezgahını geliştirdi.
  • 1785 yılında Dr. Edmund Cartwright ilk makineli mekanik dokuma tezgahını icat etti.

Artık dokumacıların iplik açlığı giderilmişti. Hatta uzak görüş­lüler, dokumacıların işleyebileceğinden fazla iplik yapılmasından korkmaya başladılar. Bu uzak görüşlüler arasında, Nutingham-shire’de Mornham’da doğmuş şair ve papaz Dr. Edmund Cartwright vardı.Cartwright dokumacılığın tarihçesi üzerinde iz bırakan kişilerden biridir. Eğer piyasada aşırı iplik birikecekse, daha çok dokumaya ve gelişmiş dokuma tezgahlarına da ihtiyaç olacaktı.

  • 1786 yılında R. Miller tarafından geliştirilen dokuma tezgâhı, bugün ki makineleşmiş dokumacılığın çıkış noktası oldu. Bu yeni makinelerle birlikte dokumacılık evlerden, makineleri su veya buhar gücünün bulunduğu fabrikalara taşındı.
  • 1804 yılında Joseph Marie Jacquard broşlu dokuma tezgâhı geliştirdi. Önce ipliği çekiyor ve bir makaraya ya da bobine sarılırken bükülüyordu.
  • 1822 yılında İngiliz E. Roberts, kısa sürede tüm Avrupa’da benimsenen otomatik dokuma tezgâhı geliştirdi.
  • 1898 yılında atkının kancalarla atılma fikri ortaya çıktı. Bu konuda 1925’te Gaber sistemi,1930’da Dewas sistemi geliştirilmiştir.
  • 1890 yılında Amerikalı J.H. Northrop, otomatik dokuma tezgahını biraz daha geliştirerek bugünkü tekstil sanayiinde kullanılan makinelerin atası sayılan makineyi üretti.
  • 1914 yılında hava jeti ile atkının atılabileceği fikri ortaya çıktı. Hava jeti 1980’lerde kullanılmaya başlanmıştır.

Dokuma Makinelerinin Günümüz ve Geleceği

Dokuma makineleri sürekli gelişerek robotik sistemler kullanılarak otomatik makineler üretilmiştir. Çözgü ipi kopunca otomatik duran makineler kullanılmaktadır. Otomatik ağızlık çerçeve ve mekik sistemleri kullanılmaktadır. Tüm işleri görebileceğimiz akıllı dokunmatik ekranlar bulunmaktadır. Tek tuşla durup çalışırlar. Hava jetli makineler kullanılmaktadır. Üretim geçmişe göre hızlı ama geleceğe göre yavaştır. Makineleşme her geçen gün gelişmektedir, bu durum dokuma makinelerinin gelişmesini sağlamıştır.

Gelecekte dokuma makineleri, dokuma teknolojisinde elektronik donanımının gelişmesiyle birlikte otomasyon artacak. Atkı kopuşunda makine durduğunda, tezgâhın kendini otomatik olarak geri alması ve kopan atkının pinömatik bir kolla alınması tekniği yaygınlaşabilir. Çözgü kopuşlarında ise kompleks bir robotla bağlanması gelecekte mümkün olacaktır. Kompact drive, direct drive adı verilen enerji tasarrufu ön plana çıkan makineler yaygınlaşacaktır.

ESG Outlook: Sürdürülebilir Tekstil Çözümleri konusunda Hyosung’dan Mike Simko

Hyosung’un küresel pazarlama direktörü Mike Simko, endüstrinin sürdürülebilirliğe yönelik kaydettiği büyük adımlardan bahsediyor.

Şu anda en sürdürülebilir ve yenilikçi elyaf teknolojilerinden bazıları olan creora spandex, Mipan naylon ve polyester iplik portföylerinde yüzde 100 geri dönüştürülmüş malzemeler, biyo bazlı malzemeler, enerji tasarrufu sağlayan iplikler kullanan çözümler sunduklarını belirtti.

Alışveriş yapmak ve kıyafetlerinize özen göstermek konusundaki kişisel felsefeniz nedir?

Bir süre önce, bir giysiyi iki kat daha uzun süre giyerseniz, giysi karbon ayak izinizi yarıya indireceğinizi okumuştum. Basit bir ifade ama matematik orada, bu yüzden giysinin uzun ömürlü olması benim için önemli. Kişisel olarak, giysilerimin saygın bir tedarikçiden iyi yapıldığından emin olmak için biraz daha fazla harcamaya hazırım. İş açısından bakıldığında, sentetik ipliklerin kullanımı birçok giyim kategorisinin kalitesine ve uzun ömürlülüğüne katkıda bulunabilir; Spor salonuna başka bir şeyle gitmeyi düşünmezdim. En sevdiğim parçalardan biri Mipan aqua-X naylonumuzdan yapılmış bir performans tişörtü. Elyafta bulunan bir soğutma teknolojisine sahiptir, böylece kimyasal apre ihtiyacını ortadan kaldırır.

Moda endüstrisinin ötesinde sürdürülebilirliği artırmak için yaptığınız yeni bir şey var mı?

Büyük bir etki yaratabilecek birçok küçük etkinlik var ve gübrelenebilir çöp torbaları ve yeniden kullanılabilir alışveriş torbaları kullanarak tek kullanımlık plastik kirliliğini azaltmak gibi milyonlarca kişinin de aynı şekilde hissettiğine inanıyorum. Ayrıca, geri dönüştürülebilir maddeleri yıkayarak ve kapakları kaldırarak daha iyi bir geri dönüşümcü olmaya çalışıyorum.

Tüketicilerin modada sürdürülebilirlik konusunda sahip oldukları en büyük yanılgı nedir?

Kuşkusuz, kariyerini sentetik elyaf işinde geçirmiş birinden gelen bazı insanlar doğal elyafların daha iyi olduğuna inanıyor. Naylon, polyester veya spandeks gibi sentetikler veya pamuk ve yün gibi doğal ürünler olsun, bu ürünler tüketicinin beğenisini kazanmak için onlarca yıldır rekabet ediyor. Hepsi tekstil işinde kendilerine yer bulmuşlar ve çoğu zaman birbirlerinden faydalanıyorlar. Endüstride, her zaman belirli bir uygulama için en iyi tekstilin ne olduğunu tartışıyoruz, bu nedenle yanlış anlamaları açıklığa kavuşturmaktan ziyade maliyet ve fayda tartışmaları ile ilgili.

Şirketinizin sürdürülebilirlikle ilgili en son girişimi nedir?

Markalarımızın ve perakendecilerimizin tüketicilerine sürdürülebilir giysiler sağlamasına yardımcı olacak çözümler sunmaya odaklandık. Geri dönüştürülmüş naylon ve polyester on yıldan fazla bir süredir mevcut olsa da, çevresel kumaş hikayesi tamamlanmadı çünkü sürdürülebilir bir spandeks mevcut değildi ve bu günlerde neredeyse tüm kumaşlar spandeks içeriyor. Geçen yıl, yüzde 100 geri dönüştürülmüş atıktan yapılan GRS sertifikalı bir iplik olan creora® regen spandex’i ticarileştirdik. Bu, streç kumaşlar için sürdürülebilir hikayeyi tamamlar. Ek olarak, bu yıl petrol bazlı hammaddeleri mısırdan yapılanlarla değiştiren creora® biyo-bazlı elastanı ticarileştiriyoruz. Bu creora® ipliklerin her ikisi de kişinin karbon ayak izini azaltmak için harika alternatiflerdir. Aynı derecede heyecan verici bir şekilde, balık ağlarını topluyoruz ve bu yıl Mipan® regen Ocean naylonu ticarileştireceğiz ve bu da atılan ağları yeni, yüksek kaliteli giysilere dönüştürecek.

Giyim endüstrisinin anlamlı bir değişim sağlama konusunda kaçırdığı en büyük fırsat nedir? 

Kaçırılmış bir fırsat olarak değil, daha çok yeni başlayan bir girişim olarak sınıflandırırdım. Döngüsellik tekstil endüstrisinin geleceğidir. Sentetik iplikler, uzun süre dayanabilen harika görünümlü ve mükemmel oturan giysiler yapmamızı sağlar, ancak giysi kullanım ömrü sonu çözümlerine daha fazla ihtiyacımız var. Temel ihtiyaçlar, harmanlanmış kumaşlar için toplama süreçleri ve ayırma teknolojilerini geliştirmektir. Bunları mono-polimer akışlarına aktardığımızda, Hyosung’un bu akışları yüksek kaliteli ipliklere dönüştürmesi için geri dönüşüm teknolojileri zaten geliştirilmiştir.

Gezegen Dostu Lif: YÜN

 

Koyunlar doğal karbon döngüsünün bir parçasıdır, bitkilerde depolanan organik karbonu tüketir ve yüne dönüştürür. Yünün ağırlığının yüzde elli saf organik karbondur. Yün ürünleri uzun ömürlüdür, yani diğer tekstil elyaf ürünlerinden daha uzun ömürlüdür. Yapıları gereği %33 nem alabilirler ama biz yine dokunduğumuzda ıslak hissetmeyiz. Bu da yünün konfor özelliğini gösterir. Tüm tekstil liflerinin % 1,3’lük pazar payıyla, geri dönüşümlü elyaf pazarında yün, % 5’i geri dönüşüm için uygun bir elyaf olarak tanımlamaktadır. Yün, insanların ürettiği ve kullandığı her şey gibi, çevreyi bir şekilde etkilemektedir. Sürdürülebilirlik ve etik davranışla ilgilenen gruplar ve bireyler doğal olarak yünün etrafımızdaki dünyayı nasıl etkilediğini anlamak ve buna göre bilinçli seçimler yapmak istemektedir. Yün endüstrisi, yünün çevresel niteliklerini daha anlaşılır hale getirmeye adanmıştır. Aynı zamanda yün endüstrisi, sürekli iyileştirme ve yüksek çevresel düzenlemelere uyum için kendi çevresel performansını kıyaslamaktadır.  IWTO ve üyeleri, yün ve yün endüstrisinin sürdürülebilirlik bilgilerine ilişkin bilimsel araştırmalara ve bilgilere düzenli olarak yatırım yapmaktadırlar. Yün, kısa süreli doğal, yenilenebilir bir karbon deposu. Saf organik karbon, yünün ağırlığının % 50’sini, pamuktan (% 40) daha fazla veya odun hamuru türevli rejenere cullulosic (viskoz gibi) (% 24) oluşturur. Karbon yün içinde depolanır ve bu şekilde izole edilirken, atmophere’de daha az karbon bulunur. Bu, iklim değişikliğini azaltır. Yün kullanılıyorken bu karbonun tamamı atmosferden uzaklaştırılmaktadır. Yünlü giysiler ve diğer tekstiller yıllardır kullanılmaktadır.