Ana Sayfa Blog Sayfa 2

3D Spacer Kumas Yapıları

3D Kumaşlar Spacer kumaşlar, iki dış kumaş katmanının bir hav ipliği katmanıyla birbirine bağlandığı bir tür üçüncü boyut sergileyen teknik tekstil ürünüdür. Kullanım yerlerine ve istenen özelliklere göre dokuma veya örme yöntemleri ile üretilebilmektedir. Liflerin 3 boyutlu konumu, farklı malzemelerin kullanılabilmesi ve tek adımda üretim gibi farklı imkânlar sunmakta ve spacer kumaşların farklı uygulama alanlarında kullanılmasını sağlamaktadır.

Konveksiyonel tekstil malzemelerinden farklı olmakla birlikte, gerildiğinde yanal olarak genişleyebilmekte ve sıkıştırıldııklarında yanal olarak büzülebilmektedirler. Bu geleneksel olmayan davranışları sebebiyle iki özellikle ön plana çıkmaktadırlar: Biri, gerildiğinde kumaş havasının artmasına neden olan yapının açılması, ve eğilme altında senklastik eğriliğin oluşması insan vücuduna olan uyumunu kolaylaştırmaktadır. Kumaş üretiminde dokuma, atkılı ve çözgülü örme teknolojisi yöntemleri ile diyagonal örme, dikişli montajlar ve kombine tescilli teknolojileri gibi çeşitli teknikler kullanılabilmektedir. Diyagonal örme yöntemiyle elde edilen üç boyutlu kumaşlar; medikal, uzay, ulaşım gibi birçok farklı alanda, dokuma ile üretilenler daha stabil bir yapıya sahip olduğundan; savunma, havacılık, medikal gibi birçok farklı sanayi dalında, çözgülü örme ile üretilen 3D yapılar spor, tıp, koruma vb. gibi çeşitli alanlarda potansiyel uygulama alanlarında kullanılmaktadır.

14. CAITME 2022 FUARINA 70 TÜRK FİRMASI STANDLI KATILIYOR

Kerim Arslan

CAITME Fuarı Türkiye Temsilcisi Zed Expo Yönetici Ortağı Kerim Arslan “7 – 9 Eylül 2022 tarihleri arasında  organize edeceğimiz ve satışları devam eden 14. CAITME 2022 fuarımızda   şimdiden 70’e yakın Türk firması yerlerini aldı ve Türk ürünlerine olan talebin artarak devam etmesi sebebiyle, yeni alanların Türkiye katılımcıları için tahsis edilmesi gündemimizdedir” dedi.

Arslan; “Hitap etmiş olduğu coğrafya ile adından da anlaşılabileceği gibi  ‘’Uluslararası Orta Asya Tekstil Makinaları Fuarı ‘’ CAITME”  sadece düzenlenmekte olduğu  Özbekistan ülkesine değil tüm Orta Asya ülkelerini kapsayacak şekilde  coğrafi bir etkileşime sahiptir.  Fuarımız Orta Asya pazarı için   her yıl tekstil makine,  destekleyici  yan sektörlerdeki  yeni teknoloji  ve trendlerin   tanıtıldığı  ilk ve tek uluslararası organizasyon  niteliğindedir” dedi

Tekstil News:  ZED EXPO Firmasını daha  yakından tanıyabilir miyiz?

Kerim Arslan: Zed Expo  yurtdışı fuarcılıkta  edinilmiş olan tecrübeler ile alanında müşterilerine en iyi hizmet kalitesini sunmak amacıyla 2015 yılında kurulmuştur. 2019 yılı itibari ile  Zed Expo coğrafi olarak hizmet vermiş olduğu fuarlar zincirini genişleterek ve  halihazırdaki resmi partnerliklerine ek olarak ICA ve ITECA Fuarcılık Şirketi’nin  Türkiye resmi sertifikalı partneri  ve satış ofisi oldu. Zed Expo ayrıca Next  Fairs , Acco International,  Hyve Group şirketleri  ile de  firmaların teşvikli olarak  katılım gösterebileceği fuarları  Türkiye pazarına sunmaktadır. Zed  Expo Rusya , Ukrayna, Kazakistan , Azerbaycan, Özbekistan ve Katar‘da  partnerlerimiz ile  organize ettiğimiz fuarlarla beraber anahtar teslim hizmet vermektedir.

Tekstil News: ZED EXPO hangi sektör  fuarlarının  Türkiye Temsilciliğini yapmaktadır?

Kerim Arslan: Zed  Expo hizmet verdiği bölgelerde genişletmiş olduğu fuar ağı ile Tekstil Makinaları, Yapı İnşaat, Turizm, Tarım, Medikal  ve Sağlık, Güvenlik, Gıda ürünleri ve Teknolojileri, Enerji, Ambalaj Paketleme Makinaları  ve Teknolojileri, Ağaç  İşleme sektörlerinde yirmi beş fuarın resmi Türkiye temsilciliğini yapmaktadır.

Tekstil News: Tekstil Makinaları konusunda sanırım sadece CAITME Özbekistan Fuarı  var. Caitme Fuarının  ne zamandan beri  Türkiye temsilciliğini yapıyorsunuz?

Kerim Arslan: CAITME 2012 yılından beri  halihazırdaki ekibimiz ile üzerinde  yoğun bir emekle çalışmış olduğumuz bir fuarımız olmakla beraber, ZED EXPO çatısı altında oluşan yeni yapılanmamız ile  temsilciliğini 2019 yılından beri sürdürmekteyiz.  Tekstil Makinaları ve Teknolojileri alanında Orta Asya’nın  en büyük ve kapsamlı fuarı olan CAITME fuarımıza ek olarak yakın bir gelecekte çalışmalarını sürdürmekte olduğumuz yeni pazarları ve fuarları Türk   firmalarımıza sunmuş olacağız.

Tekstil News: CAITME Fuarına  Türk Tekstil Makina ve Yan Sanayi Üreticileri  hangi  yoğunluk  ürün grupları ile katılıyor?  En son düzenlenen  fuara kaç Türk firması katıldı?

Kerim Arslan: CAITME  Fuarımıza yoğunluk ile katılan firma profillerini incelemiş olduğumuzda  Tekstil Makineleri, Tekstil Aksesuarları,  Tekstil Makine Yedek Parçaları, Yazılım ve  Otomasyon ,Tekstil Kimyasalları ve Çevre Koruma ve Donatım ürün grupları altında sınıflandırabiliriz.

Aynı zamanda son dönemlerde Özbekistan’daki yoğun fabrikalaşma çalışmaları neticesinde  fabrika alt yapı ve hazırlık süreçleri için  önem arz eden  Enerji, Isıtma –Soğutma  gibi farklı firma profilleri de fuarımıza ilgi göstermektedir.  Pandemi koşulları altında organize etmiş olduğumuz bir önceki fuarımızda 40 Türk firması katılım gösterdi.

 7 – 9 Eylül 2022 yılında organize edeceğimiz ve satışları devam eden 14. CAITME 2022 fuarımızda ise,  şimdiden 70’e yakın Türk firması yerlerini aldı ve Türk ürünlerine olan talebin artarak devam etmesi sebebiyle, yeni alanların Türkiye katılımcıları için tahsis edilmesi gündemimizdedir.

Haber kaynağı:

14.sü DÜZENLENECEK OLAN CAITME 2022 FUARINA 70 TÜRK FİRMASI STANDLI KATILIYOR

Dokuma Makineleri Dünü Bugünü Yarını

Dokuma Nedir ?

Dokuma, belli kurallara göre iki iplik sisteminin dik açı yaparak çaprazlamasından oluşan bir tekstil işlemidir. Meydana gelen iplik çaprazlamasına bağlama veya örgü (doku) adı verilir. Dokumayı oluşturan uzunlamasına ipliklere çözgü, yatay ipliklere da atkı denir.

Dokumada çözgü iplikleri birbirine paralel olarak belli bir sayıda ve yan yana bulunurlar. Bu iki iplik grubundan çözgüler aktif iplik sistemi, atkılar ise pasif iplik sistemi olarak adlandırılabilir. Dokuma işleminde kumaşın örgü şekli çözgülerin hareket ettirilmesine bağlıdır. Bu yüzden sadece çözgülerin farklı hareketleri ile farklı örgü tipleri elde edilebilir.

Dokumacılığın Gelişimi

Dokumacılık belki de insanlık tarihi kadar eskidir. Tarihi bulgular ilk dokunmuş kumaşın M.Ö. 6000’ de Mısırlılar tarafından yapıldığını göstermektedir. Giysiler sosyal statü, bölgesel yaşam koşulları ve çeşitli sosyolojik akımların farklılaşan etkileri altında, değişik tarzlarda gelişim göstermiştir.

Günümüzde geliştirilen akıllı kumaşlar, çevre etkilerini yanıtlama ve mikro çiplerle iletişimi sağlama gibi çok özel fonksiyonları yerine getirmek üzere kullanılmaya başlanmışlardır. Dokuma işlemi el tezgâhları ve dokuma makineleri ile yapılmaktadır. 

El Tezgâhları

12.yüzyılda İngiltere’de tezgahların standart bir tasarıma sahip olarak kullanıldıkları ve tamamen ağaçtan yapıldıkları bilinmektedir. Bu tipteki tasarımlarda, dokuma levendi arkaya, kumaş levendi ise öne takılmakta ve çözgüler yatay düzlemde gerdirilmekteydi. Gücü çerçeveleri, üstten bir makaraya dolanan bir kablo ile birbirlerine bağlanmışken, alttan dokumacının ayakla çalıştırdığı pedallarla bağlantılı idi. Mekik doğrudan elle fırlatılmaktaydı; vuruş kolları yoktu. Tarak, atılan atkıyı kumaşa yerleştirmek üzere, şasiye yukardan salınım yapabilecek şekilde mafsallanmıştı.

Dokuma Makineleri Tarihi

Dokuma makineleri kullanımı çok eski yıllara dayanmaktadır ve makineler gelişerek günümüze kadar gelmiştir. Dokumacılık ilk çağlardan beri yapılmaktadır. M.Ö 2000 yıllarına ve öncesine dayanmaktadır.

  Yeni kullanılmaya başlanan dokuma makineleri ile bütün sınırlandırmalar ve engeller kalkacak eve iş alma yerini seri üretime dayalı modern sanayi alacaktı. İlk dokuma makineleri İngiltere gibi bir tarım ülkesini hızla sanayi ülkesi yapıverdi. Köydeki yaşayan insanlar şehirlere göç etmeye başladı. Fabrikalar güvenli gündelik yaşam ve yeni yaşam koşulları sağlıyordu. O dönemde dokuma işleri el tezgâhları ve çıkrıklarla sağlanıyordu. Üretilen kumaşların pahalı olmasına rağmen insanların kazançları azdı. Dokuma makinesinin icadı sanayileşmeyi getirdiği için insanlar az da olsa fazla kazanç elde etmeye başlayabilirlerdi.

  • 1606 yılında C. Dangon (Fransa) birtakım makara hareketleri ile mekiklerin otomatik çalışmasını ilk kez sağlamıştı.
  • 1725 yılında Basile Bouchon, Dangon’un buluşunu geliştirerek geniş desenli dokumalar elde edilmesini sağladı. Bouchon çözgüleri seçmek için bir delikli karton yardımıyla çalışan ilk otomatik ağızlık açma cihazı bulundu.

Ağızlık açma sistemlerinin gelişimi jacquard’ın kendi ismiyle anılan jakar makinesini icat etti.

  • 1728 yılında Jean- Babtiste Falcon, dekoratif desenler elde eden gelişmeyi sağlamıştır.
  • 1733 yılında Lancashireli saatçi John Kay, uçan mekik de denilen çabuk mekiklerle adını tarihe yazdırdı. Dokuma tezgahının sağ ve soluna yerleştirdiği savak kutularındaki mekikler, elle çalıştırılan mekiklerin yerini alıyordu. Mekikler mekanik olarak bir o yana bir bu yana giderek çalışıyordu ve el gücünden daha hızlıydı. Bu aygıt sayesinde daha hızlı iş çıkarılmakla kalınmıyor, eskiden dokunan kumaşın bir katı daha genişlikte kumaş dokunuyordu.
  • 1764 yılında dokumacılıkta ilk iplik eğirme makinesi.
  • Dokuma tezgâhları 1785 yılında mekanik hale gelmeye başladı.1785 yılında İngiliz mucit Edmund Cartwright tarafından gerçekleşmiştir. Zamanla tasarımını geliştiren Cartwright dokuma makinesi sayılabilecek sistemi imal etti.
  • 1769 yılında İngiliz Richard Arkwright Vargel tezgahını geliştirdi.
  • 1785 yılında Dr. Edmund Cartwright ilk makineli mekanik dokuma tezgahını icat etti.

Artık dokumacıların iplik açlığı giderilmişti. Hatta uzak görüş­lüler, dokumacıların işleyebileceğinden fazla iplik yapılmasından korkmaya başladılar. Bu uzak görüşlüler arasında, Nutingham-shire’de Mornham’da doğmuş şair ve papaz Dr. Edmund Cartwright vardı.Cartwright dokumacılığın tarihçesi üzerinde iz bırakan kişilerden biridir. Eğer piyasada aşırı iplik birikecekse, daha çok dokumaya ve gelişmiş dokuma tezgahlarına da ihtiyaç olacaktı.

  • 1786 yılında R. Miller tarafından geliştirilen dokuma tezgâhı, bugün ki makineleşmiş dokumacılığın çıkış noktası oldu. Bu yeni makinelerle birlikte dokumacılık evlerden, makineleri su veya buhar gücünün bulunduğu fabrikalara taşındı.
  • 1804 yılında Joseph Marie Jacquard broşlu dokuma tezgâhı geliştirdi. Önce ipliği çekiyor ve bir makaraya ya da bobine sarılırken bükülüyordu.
  • 1822 yılında İngiliz E. Roberts, kısa sürede tüm Avrupa’da benimsenen otomatik dokuma tezgâhı geliştirdi.
  • 1898 yılında atkının kancalarla atılma fikri ortaya çıktı. Bu konuda 1925’te Gaber sistemi,1930’da Dewas sistemi geliştirilmiştir.
  • 1890 yılında Amerikalı J.H. Northrop, otomatik dokuma tezgahını biraz daha geliştirerek bugünkü tekstil sanayiinde kullanılan makinelerin atası sayılan makineyi üretti.
  • 1914 yılında hava jeti ile atkının atılabileceği fikri ortaya çıktı. Hava jeti 1980’lerde kullanılmaya başlanmıştır.

Dokuma Makinelerinin Günümüz ve Geleceği

Dokuma makineleri sürekli gelişerek robotik sistemler kullanılarak otomatik makineler üretilmiştir. Çözgü ipi kopunca otomatik duran makineler kullanılmaktadır. Otomatik ağızlık çerçeve ve mekik sistemleri kullanılmaktadır. Tüm işleri görebileceğimiz akıllı dokunmatik ekranlar bulunmaktadır. Tek tuşla durup çalışırlar. Hava jetli makineler kullanılmaktadır. Üretim geçmişe göre hızlı ama geleceğe göre yavaştır. Makineleşme her geçen gün gelişmektedir, bu durum dokuma makinelerinin gelişmesini sağlamıştır.

Gelecekte dokuma makineleri, dokuma teknolojisinde elektronik donanımının gelişmesiyle birlikte otomasyon artacak. Atkı kopuşunda makine durduğunda, tezgâhın kendini otomatik olarak geri alması ve kopan atkının pinömatik bir kolla alınması tekniği yaygınlaşabilir. Çözgü kopuşlarında ise kompleks bir robotla bağlanması gelecekte mümkün olacaktır. Kompact drive, direct drive adı verilen enerji tasarrufu ön plana çıkan makineler yaygınlaşacaktır.

ESG Outlook: Sürdürülebilir Tekstil Çözümleri konusunda Hyosung’dan Mike Simko

Hyosung’un küresel pazarlama direktörü Mike Simko, endüstrinin sürdürülebilirliğe yönelik kaydettiği büyük adımlardan bahsediyor.

Şu anda en sürdürülebilir ve yenilikçi elyaf teknolojilerinden bazıları olan creora spandex, Mipan naylon ve polyester iplik portföylerinde yüzde 100 geri dönüştürülmüş malzemeler, biyo bazlı malzemeler, enerji tasarrufu sağlayan iplikler kullanan çözümler sunduklarını belirtti.

Alışveriş yapmak ve kıyafetlerinize özen göstermek konusundaki kişisel felsefeniz nedir?

Bir süre önce, bir giysiyi iki kat daha uzun süre giyerseniz, giysi karbon ayak izinizi yarıya indireceğinizi okumuştum. Basit bir ifade ama matematik orada, bu yüzden giysinin uzun ömürlü olması benim için önemli. Kişisel olarak, giysilerimin saygın bir tedarikçiden iyi yapıldığından emin olmak için biraz daha fazla harcamaya hazırım. İş açısından bakıldığında, sentetik ipliklerin kullanımı birçok giyim kategorisinin kalitesine ve uzun ömürlülüğüne katkıda bulunabilir; Spor salonuna başka bir şeyle gitmeyi düşünmezdim. En sevdiğim parçalardan biri Mipan aqua-X naylonumuzdan yapılmış bir performans tişörtü. Elyafta bulunan bir soğutma teknolojisine sahiptir, böylece kimyasal apre ihtiyacını ortadan kaldırır.

Moda endüstrisinin ötesinde sürdürülebilirliği artırmak için yaptığınız yeni bir şey var mı?

Büyük bir etki yaratabilecek birçok küçük etkinlik var ve gübrelenebilir çöp torbaları ve yeniden kullanılabilir alışveriş torbaları kullanarak tek kullanımlık plastik kirliliğini azaltmak gibi milyonlarca kişinin de aynı şekilde hissettiğine inanıyorum. Ayrıca, geri dönüştürülebilir maddeleri yıkayarak ve kapakları kaldırarak daha iyi bir geri dönüşümcü olmaya çalışıyorum.

Tüketicilerin modada sürdürülebilirlik konusunda sahip oldukları en büyük yanılgı nedir?

Kuşkusuz, kariyerini sentetik elyaf işinde geçirmiş birinden gelen bazı insanlar doğal elyafların daha iyi olduğuna inanıyor. Naylon, polyester veya spandeks gibi sentetikler veya pamuk ve yün gibi doğal ürünler olsun, bu ürünler tüketicinin beğenisini kazanmak için onlarca yıldır rekabet ediyor. Hepsi tekstil işinde kendilerine yer bulmuşlar ve çoğu zaman birbirlerinden faydalanıyorlar. Endüstride, her zaman belirli bir uygulama için en iyi tekstilin ne olduğunu tartışıyoruz, bu nedenle yanlış anlamaları açıklığa kavuşturmaktan ziyade maliyet ve fayda tartışmaları ile ilgili.

Şirketinizin sürdürülebilirlikle ilgili en son girişimi nedir?

Markalarımızın ve perakendecilerimizin tüketicilerine sürdürülebilir giysiler sağlamasına yardımcı olacak çözümler sunmaya odaklandık. Geri dönüştürülmüş naylon ve polyester on yıldan fazla bir süredir mevcut olsa da, çevresel kumaş hikayesi tamamlanmadı çünkü sürdürülebilir bir spandeks mevcut değildi ve bu günlerde neredeyse tüm kumaşlar spandeks içeriyor. Geçen yıl, yüzde 100 geri dönüştürülmüş atıktan yapılan GRS sertifikalı bir iplik olan creora® regen spandex’i ticarileştirdik. Bu, streç kumaşlar için sürdürülebilir hikayeyi tamamlar. Ek olarak, bu yıl petrol bazlı hammaddeleri mısırdan yapılanlarla değiştiren creora® biyo-bazlı elastanı ticarileştiriyoruz. Bu creora® ipliklerin her ikisi de kişinin karbon ayak izini azaltmak için harika alternatiflerdir. Aynı derecede heyecan verici bir şekilde, balık ağlarını topluyoruz ve bu yıl Mipan® regen Ocean naylonu ticarileştireceğiz ve bu da atılan ağları yeni, yüksek kaliteli giysilere dönüştürecek.

Giyim endüstrisinin anlamlı bir değişim sağlama konusunda kaçırdığı en büyük fırsat nedir? 

Kaçırılmış bir fırsat olarak değil, daha çok yeni başlayan bir girişim olarak sınıflandırırdım. Döngüsellik tekstil endüstrisinin geleceğidir. Sentetik iplikler, uzun süre dayanabilen harika görünümlü ve mükemmel oturan giysiler yapmamızı sağlar, ancak giysi kullanım ömrü sonu çözümlerine daha fazla ihtiyacımız var. Temel ihtiyaçlar, harmanlanmış kumaşlar için toplama süreçleri ve ayırma teknolojilerini geliştirmektir. Bunları mono-polimer akışlarına aktardığımızda, Hyosung’un bu akışları yüksek kaliteli ipliklere dönüştürmesi için geri dönüşüm teknolojileri zaten geliştirilmiştir.

Gezegen Dostu Lif: YÜN

 

Koyunlar doğal karbon döngüsünün bir parçasıdır, bitkilerde depolanan organik karbonu tüketir ve yüne dönüştürür. Yünün ağırlığının yüzde elli saf organik karbondur. Yün ürünleri uzun ömürlüdür, yani diğer tekstil elyaf ürünlerinden daha uzun ömürlüdür. Yapıları gereği %33 nem alabilirler ama biz yine dokunduğumuzda ıslak hissetmeyiz. Bu da yünün konfor özelliğini gösterir. Tüm tekstil liflerinin % 1,3’lük pazar payıyla, geri dönüşümlü elyaf pazarında yün, % 5’i geri dönüşüm için uygun bir elyaf olarak tanımlamaktadır. Yün, insanların ürettiği ve kullandığı her şey gibi, çevreyi bir şekilde etkilemektedir. Sürdürülebilirlik ve etik davranışla ilgilenen gruplar ve bireyler doğal olarak yünün etrafımızdaki dünyayı nasıl etkilediğini anlamak ve buna göre bilinçli seçimler yapmak istemektedir. Yün endüstrisi, yünün çevresel niteliklerini daha anlaşılır hale getirmeye adanmıştır. Aynı zamanda yün endüstrisi, sürekli iyileştirme ve yüksek çevresel düzenlemelere uyum için kendi çevresel performansını kıyaslamaktadır.  IWTO ve üyeleri, yün ve yün endüstrisinin sürdürülebilirlik bilgilerine ilişkin bilimsel araştırmalara ve bilgilere düzenli olarak yatırım yapmaktadırlar. Yün, kısa süreli doğal, yenilenebilir bir karbon deposu. Saf organik karbon, yünün ağırlığının % 50’sini, pamuktan (% 40) daha fazla veya odun hamuru türevli rejenere cullulosic (viskoz gibi) (% 24) oluşturur. Karbon yün içinde depolanır ve bu şekilde izole edilirken, atmophere’de daha az karbon bulunur. Bu, iklim değişikliğini azaltır. Yün kullanılıyorken bu karbonun tamamı atmosferden uzaklaştırılmaktadır. Yünlü giysiler ve diğer tekstiller yıllardır kullanılmaktadır.

İplik Teknolojilerindeki İnovasyonlar ITM’22’de!

 

Dünya tekstil teknoloji liderlerini buluşturan en önemli etkinliklerden birisi olan Uluslararası Tekstil Makineleri Fuarı ITM 2022, 14- 18 Haziran 2022’de İstanbul Tüyap Fuar ve Kongre Merkezi’nde gerçekleştirilecek. Uluslararası tekstil makineleri fuarı olan ITM 2022’de yerlerini alan İplik Teknolojileri üreticisi firmalar da, tüm katılımcılar gibi en son geliştirdikleri makineleri ve yeniledikleri teknolojilerini tanıtmak için hazırlık yapıyor.

Norbert Klapper, Rieter CEO’su

Norbert Klapper “Onlarca yıldır müşterilerimize tekstil sektörünün ön saflarında kalabilmeleri; hem Avrupa hem de dünya markalarının her zamankinden daha karmaşık taleplerini karşılayabilmeleri için en ileri teknolojiyi sunuyoruz. İklim krizi karşısında müşterilerimiz, diğer markaların hatlarından yaklaşık %20 daha yüksek enerji verimli oldukları ve böylece karbon ayak izini azalttıkları için, Rieter’in geri dönüşüm sistemlerine giderek daha fazla yöneliyorlar. Ring ve kompakt iplik eğirmede portföyümüzü tamamlayan Autoconer X6 ile başarıya giden yolculuklarında müşterilerimize daha da etkili bir şekilde destek oluyoruz.’’ dedi. Ek olarak; Türkiye’nin tekstil üretiminde yüzyıllara dayanan bilgi birikimi ile dünyanın en büyük tekstil ihracatçılarından biri konumunda olduğuna dikkat çeken Rieter CEO’su Norbert Klapper; “Türk tekstil endüstrisi, akıllı yatırımlar sayesinde pandemi boyunca kayda değer bir direnç gösterdi ve bugün her zamankinden daha önemli bir pozisyona sahip. Türkiye’nin küresel liderliğine uygun olarak daha da ilham verici olan, endüstrinin çevresel ayak izini iyileştirmenin yollarını araştırması ve keşfetmeye çalışmasıdır.

Pia Terasa, Saurer Spinning Solutions Pazarlama ve Pazar İstihbaratı Başkanı

“Türk tekstil pazarının önemi göz önüne alındığında ITM, müşterilerimizle buluşmak için mükemmel bir platform ve tüm bölgeyi etkiliyor. Pandemiye rağmen, Türkiye’deki iplik eğirme segmentimizde son iki yılda muazzam bir büyüme oldu. Covid krizi, ülke içinde ya da ülkeye yakın bir bölgede üretim yapılması tartışmalarını yoğunlaştırdı. Avrupa’ya yakınlığı, Türkiye’ye Avrupa tekstil ve hazır giyim pazarındaki payını artırmak için mükemmel bir fırsat sunuyor. ” Pia Terasa, ITM 2022 Fuarı’nda tanıtacakları yenilikler ve gelişmeler hakkında şu bilgileri verdi: “Autocoro 10 open-end iplik eğirme makinesi için hem esnek geri dönüşüm fabrikalarına hem de yüksek üretkenliğe sahip imalathanelere fayda sağlayacak yenilikleri tanıtacağız.

Ilaria Scalvini, Marzoli Pazarlama Müdürü

Marzoli Pazarlama Müdürü Ilaria Scalvini, ITM 2022’in uzun bir aradan sonra Avrupa’nın ilk uluslararası fuarı olacağını vurguladı. “Marzoli için Türkiye pazarı en önemli pazarlardan biridir ve Türkiye her zaman güvenilir bir iş ortağı olmuştur” diyen Scalvini sözlerine şöyle devam etti: “Bu nedenle ITM Fuarı süresince bu pazarın ihtiyaçlarına yönelik özel çözümler sunacağız. Ayrıca, uzaktan bakım tesisi yönetimi için IoT ve Industry 4.0’ın potansiyeline özellikle odaklanarak, pandemi dönemi sürecinde geliştirilen eğirme prosesi için yeni teknolojileri sunacağız.” dedi.

 

 

 

Pamuktan Konteynerlere Tedarik Zinciri Fiyatları Şişirilmiş Kalıyor

Hammaddeden nakliyeye kadar hazır giyim ve tekstil tedarik zincirinin birçok alanında enflasyonist baskılar hissediliyor.

ABD Tarım Bakanlığı’na göre, ABD spot pamuk fiyatları, 6 Ocak’ta sona eren haftada pound başına ortalama 1.11$’a, önceki hafta pound başına 1.09$’a ve bir yıl önceye göre 75.34 sente yükseldi.

Aynı zamanda, Drewry’nin bileşik Dünya Konteyner Endeksi (WCI), aynı dönem için 40 fit konteyner veya eşdeğer birim (FEU) başına yüzde 1,1 artarak 9,408,81 $’a yükseldi ve 2021’de aynı haftaya göre yüzde 80 daha yüksekti.

Drewry, “Eylül 2021’in ortasından bu yana transpasifik şeritlerdeki oranlarda istikrarlı bir düşüşün ardından, oranların art arda beşinci hafta arttığını görüyoruz.” Dedi.

Şanghay’dan Los Angeles’a ve Şanghay’dan New York’a kadar olan ana hatlardan navlun oranları yüzde 3 artarak FEU başına sırasıyla 10.520$ ve 13.518$’a ulaştı. New York’tan Rotterdam’a oranlar yüzde 5 veya 57 dolar artarak FEU başına 1.244 dolara ulaştı.

Bununla birlikte, Los Angeles’tan Şanghay’a oranlar yüzde 1 düşerek FEU başına 1.290 $’a ulaşırken, Şanghay’dan Rotterdam, Hollanda, Rotterdam’dan Şanghay’a, Şanghay’dan Cenova, İtalya ve Rotterdam’dan New York’a oranlar bir önceki haftanın seviyesinde gezindi.

Drewry, Çin Yeni Yılı ve fabrikaların tatili çevreleyen fabrika kapanışları öncesinde malları limana sevk etme ihtiyacı nedeniyle oranların önümüzdeki hafta daha da yükselmesini bekliyor.

Bu arada, Uluslararası Pamuk Danışma Komitesi (ICAC) bir yılsonu raporunda, pamuk fiyatlarının 2021-2022 hasat sezonu boyunca yüksek seviyelerde kalmasının beklendiğini söyledi. ICAC’ın 2021-22 için küresel spot pamuk fiyatlarının bir bileşimi olan sezon ortalaması A endeksine ilişkin mevcut fiyat tahmini, 91 sent ile 1,19 dolar arasında değişiyor ve orta nokta pound başına 1,04 dolar.

Devine ayrıca Hindistan’ı “fiyatlardaki son artışın merkez üssü” olarak nitelendirdi ve Hindistan değerleri rekor seviyelere ulaştı.

“Hükümete ithalat vergilerini kaldırması için çağrılar yapıldı, ancak hızla sevk edilebilecek yabancı pamuğun mevcudiyeti yetersiz olabilir” diye ekledi.

Sentetik liflerden de rahatlama beklenmemelidir. Bir yandan, tarihsel olarak, pamuk fiyatları yükseldiğinde, diğer elyafların maliyetleri de artar. Öte yandan, petrol gibi sentetik liflerin girdileri de yüksektir.

ABD yapımı sentetik elyaflar için Üretici Fiyat Endeksi (ÜFE), 30 Kasım’da sona eren yıl için yüzde 24,7 arttı. Aynı dönemde işlenmiş iplikler ve iplikler için ÜFE yüzde 28,9 artarken, bitmiş kumaşlar için endeks yüzde 13,4 arttı.

ABD baş ekonomisti ve IHS Markit ABD ekonomisi eş başkanı Joel Prakken, geçen hafta yayınladığı bir raporda IHS’nin 2022’de ABD gayri safi yurtiçi hasıla (GSYİH) büyüme tahminini yüzde 4,3’ten yüzde 4,1’e revize ettiğini söyledi.

Prakken, “2022’de TÜFE (Tüketici Fiyat Endeksi) enflasyonu tahminini yüzde 3,7’den yüzde 4,2’ye revize ettik ve ardından enflasyonun Fed’in uzun vadeli yüzde 2 hedefine yakın düşmesini bekliyoruz” dedi. “Seyahat ve eğlencedeki kesintilerin ötesinde, Omicron türü tedarik zincirleri ve dolayısıyla enflasyon için daha geniş riskler oluşturabilir.”

Uzmanlar Açıkladı: Fiyat Artışı Henüz Bitmedi

ABD’deki işletmeler, S&P Global Market Intelligence’ın yeni “Üç Aylık Makroekonomik İş Eğilimleri” anketine göre, ABD enflasyonunun yalnızca bir yönde yukarı yönlü olduğunu görüyor.

Ankete katılan 470 ABD’li katılımcının yüzde kırkı ürün fiyatlarının arttığını bildirdi. 18 Kasım – 4 Ocak anket döneminde, fiyatlarda düşüş bildiren şirketler bir yıl önceki yüzde 16’dan sadece yüzde 4 düştü. Yüzde 63’lük imalat ve yüzde 58’lik perakende, yükselen fiyatlar yaşayan tüm sektörlere öncülük etmeye devam etti, ancak finans gibi diğer sektörler de enflasyonun etkilerini gördü.

Anket sonuçlarından öne çıkan diğer önemli noktalar arasında ABD işletmelerinin yüzde 52’si ürün fiyatlarının bu yıl artmaya devam etmesini beklerken, yalnızca yüzde 3’ü fiyatların düşmesini bekliyordu. Yazılım ve BT hizmetleri dışındaki tüm kapsanan sektörlerdeki yaklaşık yüzde 50 veya daha fazla işletme, ürün fiyatlarında artış bekliyor.

İşletmeler, fiyatların yükselmesinin ilk üç nedeni olarak küresel tedarik zincirindeki bozulmayı, artan emtia fiyatlarını ve işgücü kıtlığını gösterdi. Şirketler, Omicron ile bağlantılı enfeksiyonlardaki artışa rağmen, ABD enflasyonunu beceri eksikliği ve tedarik zinciri kesintisinden sonra ve Covid-19’un önünde satışlar için üçüncü en büyük makroekonomik tehdit olarak işaret etti.

Ayrı bir gelişmede, Moody’s ABD makroekonomisi üzerine yeni bir raporunda, ülkenin enflasyon oranının önümüzdeki yıl boyunca mevcut yüzde 6’dan fazla düşmesini beklediğini söyledi. Moody’s, yıl sonunda enflasyonun yaklaşık yüzde 3’e inmesinin muhtemel olduğunu belirterek, enflasyon tahmini etrafındaki yüksek derecede belirsizliğe dikkat çekti, çünkü oran 2022’de mal fiyatları enflasyonundaki olası düşüşün ne kadar dengeleneceğine bağlı olacak. hizmet fiyatlarındaki artış.

Kıdemli Başkan Yardımcısı/KSS Kıdemli Başkan Yardımcısı Madhavi Bokil, “Virüs vakalarındaki artış şüphesiz Ocak ayında pandemiye duyarlı hizmet sektörlerinde ekonomik aktiviteyi azaltacaktır, ancak önceki virüs dalgalanmalarının da gösterdiği gibi, Omicron dalgası azalmaya başladığında aktivite toparlanacak.” Moody’s, dedi. “Artık, mallar için talep-arz sorunlarının çözülmesi daha uzun sürdüğü için, yüksek mal fiyatlarından kaynaklanan devir etkilerinin bu yılın ikinci yarısına kadar uzamasını bekliyoruz.”

Moody’s, beklenmedik bir şekilde arzın talepteki bu artışa ayak uyduramadığını ve mal fiyatlarının yükseldiğini kaydetti. Arz kesintileri de kıtlığa katkıda bulundu ve fiyatları yükseltti.

“Daha önce mal fiyatlarının 2021’in dördüncü çeyreğinde zirve yapmasını bekliyorduk, ancak şimdi mallar için arz-talep sorunlarının çözülmesi daha uzun zaman aldığından, yüksek mal fiyatlarından kaynaklanan devir etkilerinin bu yılın ikinci yarısına kadar uzamasını bekliyoruz.” Moody’s’e ait. “Yine de, yıl sonuna kadar talep-arz dengesi ‘normal’ zamanlarda olağan olana geri döndüğünde, mal fiyatları bir dereceye kadar deflasyonist baskı uygulayabilir.”

Öte yandan, eğer Covid-19 endemik hale gelirse, hizmetlere olan talebin toparlanması gerekir. Rapora göre, hizmetlere yönelik bastırılmış talep ve güçlü hanehalkı bilançoları, seyahat gibi pandemiden etkilenen hizmetler için bir patlamayı kolaylaştırabilir ve fiyat artışlarına izin veren piyasa koşulları yaratabilir.

Moody’s, “Yıl boyunca enflasyon üzerindeki net etki, azalan mal enflasyonu ile hizmet fiyat eğilimleri arasındaki dengenin yanı sıra kiralar gibi kalemlerin artmaya devam etme derecesine bağlı olacaktır.” dedi. “Devam eden Covid-19 sağlık endişelerinden veya daha sıkı para politikasından kaynaklanan talebin genel olarak azalmasından kaynaklanan bastırılmış bir hizmet toparlanması, bu yıl enflasyonist baskıların daha hızlı gevşemesine neden olacaktır.”

Çalışma İstatistikleri Bürosu (BLS), enflasyonun Aralık ayına kadar yıl için yüzde 7 artarak 1982’den bu yana en büyük 12 aylık artış olduğunu bildirdikten sonra, Başkan Biden raporun, geçen ay manşet enflasyonda anlamlı bir düşüş gösterdiğini de kaydetti. , benzin fiyatları ve gıda fiyatlarının düşmesiyle birlikte, “fiyat artışlarını yavaşlatmada ilerleme kaydettiğimizi gösteriyor.”

Biden, “Aynı zamanda, bu rapor, fiyat artışlarının hala çok yüksek olması ve aile bütçelerini sıkması nedeniyle daha yapacak çok işimiz olduğunun altını çiziyor” dedi. “Enflasyon, pandemi ekonomik çöküşünden ortaya çıkarken hemen hemen her gelişmiş ülkede ortaya çıkan küresel bir zorluktur. Amerika, fiyat artışlarını ele almamızı ve güçlü, sürdürülebilir ekonomik büyümeyi sürdürmemizi sağlayan Amerikan Kurtarma Planı sayesinde en hızlı büyüyen ekonomilerden birine sahip olduğumuz için şanslı. Bu benim hedefim ve her gün ona ulaşmaya odaklanıyorum.”

Perşembe günü, BLS ABD Üretici Fiyat Endeksi’nin (ÜFE) Aralık ayında mevsimsellikten arındırılmış yüzde 0,2 arttığını bildirdi. Bunu, Kasım’da yüzde 1 ve Ekim’de yüzde 0,6’lık artışlar izledi. BLS, ÜFE’nin 2021’de düzeltilmemiş yüzde 9,7 arttığını ve verilerin ilk hesaplandığı 2010’dan bu yana takvim yılındaki en büyük artış olduğunu söyledi.

Çamaşır Kurutma Makineleri Türkiye’de Neden Tutmadı?

İlk akla gelenler

ben yaklaşık 8 yıldır severek kullanıyorum ama kurutma makinesinin tutmamış olması doğru ve aşırı mantıklı.

birincisi, bedava bir şey için, bir makineye para veriyor ve onu çalıştırıp elektrik harcıyorsunuz. türk ekonomik yapısına uygun değil. tamam tabii ki pratik, çok kolay, çok rahat, pek sevimli ama hali hazırda zamanı olan bir insan için boşa masraf.

ikincisi bence kesinlikle yer sorunu, eğer evin ayrı bir kileri yoksa veya boyutu büyük değilse makineyi koyacak bir yer genelde yapmıyorlar. kullanım mantığı olarak çamaşır makinesine yakın olsun diyorsunuz ama adam zaten çamaşır makinesine lütfedip ufacık bir alan ayırmış puzzle gibi tam oturuyor.

ev bakarken, bu evde kurutucu koyacak yer yok dendiğinde emlakçılar bozuluyordu bir de “ne gerek var ki”, “kimsede yok ki” diye. ok tutmaması mantıklı da bende var diye niye bana kızıyorsun dayı. bir tanesi de “kesin birinden görüp heves edip aldınız yoksa nerede aklınıza gelecek” demişti. anladığım kadarı ile bu cihaza en tepkili grup emlakçılar.

Kurutma makinesine elverişli olmayan kıyafetler

birkaç sene önce kullanıyorduk biz bu aletten. elektrik filan önemli değil sağladığı kolaylık açısından da, asıl sıkıntı kullandığımız çoğu kıyafet kurutma makinesinde kurutmaya elverişli değil. birçok ürünün etiketinde kurutma makinesinde kurutmayın yazar. çünkü kurutursanız çeker, cücük kadar kalır. t-shirt, kazak, polar, penye vb şeyleri kurutmak için kesinlikle elverişli değil.

iki ihtimal var dolayısıyla, ya sadece kot pantolon, çarşaf, havlu gibi çok fazla çekmeye müsait olmayan şeyleri kurutmak için kullanacaksınız sadece ve diğerlerini klasik usûl kurutmaya devam edeceksiniz, ya da kurutma makinesini sadece “şöyle bi nemini alsın sonra asar kuruturum” mantığıyla ön kurutmalık olarak kullanacak askıdaki kurutma süresini azaltacaksınız. her ikisi de mantıklı ve avantaj ama kapladığı yer, yatırım maliyeti, işletme maliyeti, yaptığı ses ve çıkardığı işi dikkate alındığında değer mi değmez mi kararı siz verin.

 

Ekoloji

bu makinelerin tutmaması iyi bir şeydir. zira anılan makineler hiç ekolojik değillerdir. çamaşırlar durduğu yerde kendi kendine yıkanmaz, bu yıkama işlemini kolaylaştırmak için makine almak mantıklıdır. zaten bu haliyle doğanın anasını bir parça sikiyoruz. ama öte yandan çamaşırlar durduğu yerde kuruyabilir. bunun için bir makineye ihtiyaç yoktur. bunu kullanmayarak doğanın anasını fazladan sikmemiş oluruz. çamaşır kurutma yeriniz yoktur ya da ingiltere gibi yağmurlu bir yerde yaşıyorsunuzdur, buna lafım olamaz. ama ülkemizin bulunduğu paralellerde çamaşırları asıp kurutmak için hiçbir bahane yoktur.

https://www.wsj.com/…e-so-controversial-11561403044

eminim çok güzel makinelerdir, çok işinize yarıyordur ama her güzel şey ve her işimize yarayan alet içinde yaşadığımız ortam için yararlı ve güzel değildir. aralık ayı gelmesine rağmen kış mevsiminin halen gelmemiş olması bunun en çarpıcı örneklerindendir. artık filmlerde gördüğümüz distopik dünyaya adım atmış bulunuyoruz.

Türk kültürü?

türk kültüründe ateş, güneş’in elçisi olduğu için göksel bir anlam taşımakta olup temizleyici, arındırıcı kabul edilir. dolayısıyla çamaşırların güneşte kuruması temizlenmesi anlamına da gelir.

ayrıca hans peter duerr’in çıplaklık ve utanç adlı eserinde belirttiği gibi, ilk-orta çağ avrupa’sında, çeşme başında çamaşır yıkayan kadınlara bile hoş gözle bakılmazken, aynı tarihlerde orta asya’daki türk kadınları üzerinde böylesi bir erkeksi boyunduruk ve tahakkümler hayal dahi edilemez, kadınlar istedikleri yerde çamaşırlarını yıkayıp kurutabilirlerdi.

 

Bazı Kıyafetler Yıkandıktan Sonra Kuruyunca Neden Kötü Kokar?

Çeşitli sebeplerden ötürü çamaşırlar, kurutulduktan sonra kokarlar. temel nedeni çamaşırların iyi bir şekilde kurumamasıdır ancak yine de birkaç şeyden bahsedelim:

1. antrenmandan sonra terli kıyafetler çantada veya poşette bir süre beklerse kokunun kumaş üzerinden çıkması zorlaşabilir. bu yüzden yıkamadan önce o kıyafetleri kurutmak, kokmamaları adına faydalı olacaktır.

2. yine yukarıdakine benzer şekilde, nemli ve ıslak kıyafetler direkt kirli sepetine atılmamalıdır. bunun yerine asarak bir ön kurutma yapılmalıdır.

3. fazla miktarda deterjan kullanımında da deterjan çamaşırdan tamamen durulanamayacağı için bakterilerin birikeceği ortam oluşmaktadır. bu yüzden önerilen miktarda deterjan kullanımına dikkat edilmelidir.

4. yıkamadan sonra mümkün olan en kısa sürede çamaşırları asmak gerekir. bekleyen çamaşır daha sonra iyi bir ortamda kurusa dahi kötü kokacaktır.

5. makineyi tıka basa doldurmak da çamaşırın iyi yıkanmasına veya iyi durulanmasına engel olacağı için kötü kokunun sebeplerinden biridir.

6. makine temizliğine dikkat edilmelidir. bazı makineler kıyafete aktarılabilen küfler oluşturur. bu yüzden düzenli bir şekilde makine bakımı da ihmal edilmemelidir.

7. deterjanın içine bir miktar beyaz sirke karıştırmak da çamaşır üzerindeki birikmiş bakterileri engelleyeceği için diğer yöntemler işe yaramadığı anda kokunun gitmesi için denenebilir. sirke yerine kabartma tozu ilavesi de yapılabilir.

not: tabii ki kurumaya ve kokmaya etki eden başka faktörler de vardır: şehir, mevsim, yumuşatıcı kullanımı, makine ve kıyafet kalitesi gibi.  bu yazı genel olarak çamaşırlar ve yıkayan kişiye göre yazılmıştır.