Tekstilde kayıp günler, alarm vermeye başladı !

Öz İplik-İş Sendikası Genel Başkanı Murat İnanç Türkiye’nin en önemli sanayi ürünü ve istihdam kaynağı tekstil sektörünün alarm verdiğini söyledi. Yeni Şafak’a değerlendirme yapan İnanç, sektörde hem kapasite daralması yaşandığını hem de tüketicilerin ürünlere talebinde ciddi düşüş olduğunu belirterek, “Bu olumsuz tablo nedeniyle 2015 yılında 23 bin kişi sektörde işten çıkarıldı” dedi.

Tekstilde ivedilikle gelecek döneme hazırlanılması gerektiğine kaydeden İnanç, sektörün hem istihdam, hem ihracat, hem de katma değer bakımından ülke ekonomisinin temel direklerinden olduğuna vurgu yaptı. İnanç, “Tekstil sektörü elyaftan başlayarak iplik, dokuma, örme, boya-baskı, konfeksiyon ve hazır giyim gibi işlemleri kapsayan emek yoğun bir sektördür. İşsizliğin önlenmesinde, kadınların istihdamında, bölgesel kalkınma farklarının azaltılmasında, toplumun teşebbüs potansiyelinin harekete geçirilmesinde tekstil sektörü başka sektörlerle kıyaslanmayacak kadar önemli bir sektördür. Bu gerçekler göz önüne alınarak uzun vadeli bir ulusal tekstil politikası çerçevesinde öncelikler tespit edilmeli ve çözümler üretilmelidir” tespiti yaptı.

Bu kapsamda 2015 gayrisafi yurtiçi hasıla (GSYH) istatistikleri içinde, reel olarak hane halkı tüketiminde gerileyen tek tüketim grubunun giyim ve ayakkabı olduğunu hatırlatan İnanç, “Yıllık 20 milyar dolar tekstil-hazır giyim-deri ihracatı yapıyoruz. İhracatın hızla geriye düşme riski var. Peki, kaybettiğiniz her bir milyar doların yerine neyi ikame edeceğiz? Bir de tekstil-hazır giyim-ayakkabı sektöründen ‘vazgeçmiş’ bir ülke var mı? Küresel markaların hepsi gelişmiş ülkelerin şirketleri ve şirketini satan yok! Elektronik, otomotiv şirketlerini yabancılara satıyorlar ama hazır giyim şirketlerini satmıyorlar” dedi.

Tekstilin istihdamın can damarlarından biri olduğunu hatırlatan İnanç, 2015’te endişe verici işaretlerin görüldüğünü ve en fazla istihdam kaybı yaşanan sektör olarak ortaya çıktığını belirtti. Tekstil-hazır giyimin, istihdama verdiği toplam katkı yanında, göreli olarak kadınların yoğun çalıştığı bir sektör olarak sosyal rol oynadığını da belirten İnanç; “Sektörde yaşanan istihdam kaybı ciddi bir işarettir. Sektörün küçülmesinden, zorluklarından kaynaklanan bu kayba teknolojik nedenlerle kayıplar da eklenecek” dedi.

Yüksek katma değerli ürünlere geçilmesinin ayrı, tekstil ve hazır giyimin ayrı bir değerlendirme konusu olduğunu belirten İnanç, “Yüksek katma değerli ürünler üretilsin. Tekstil ve hazır giyim ona engel değil. Biz şu anda Türkiye’ye 20 milyar dolar döviz sağlayan ve istihdam dostu, üstelik kadınların çalışması nedeniyle ülkenin yapısal bir sorununa olumlu yönde katkı veren bir sektörün korunmasından söz ediyoruz. Herkes makine, elektronik cihaz, biyoteknoloji üretiyor da, tekstil ve hazır giyimciler mi engelliyor bu insanları” dedi.

Başta tekstil olmak üzere gelişmiş ülkelerin hızla tamamen makineleşmiş üretime geçiş için yollar aradığını belirten İnanç, “Hazır giyim, ayakkabı ve tekstilde küresel markaların hepsi gelişmiş ülkelere ait. Yani tekstilden ‘vazgeçen’ yok. Şimdi o markalar kendi ülkelerinde tamamen makineleşmiş üretimle daha rekabetçi hale gelebilecek. Fason üretim için emek yoğun olmak yetmiyor. Artık teknoloji yoğun olmak ve kendi markanla var olmak zorundasın. Bunun için işçilerimizin yeni yeteneklerle donatılması lazım” dedi.

Kaynak: Yeni Şafak